feminizm nedir ne değildir
Feminizm nedir?Ne değildir?
16 Mart 2016
semahat geldiay
Prof. Dr. Semahat Geldiay
25 Mart 2016

Özgür Kadınlar, Lou Andreas Salomé

özgür kadınlar

özgür kadınlar

Bir fırsatını bulduk, “Söz konusu özgür bir kadınla tanışmaksa, gerisi tefarruat” dedik, zaman içinde yolculuğa çıktık.

Göttingen’de bir hastane odasındayız. 1929’un son ayı…

İri aydınlık gözleri, küçük düzgün burnu, şehvetli dudakları, uzun sarı saçları ve geniş alnıyla en önemlisi de keskin zekâsıyla, Kurt Wolff’un “Almanca konuşulan topraklarda 150 yıldır hiçbir kadın onun kadar güçlü ve dolaysız bir etki yaratmamıştır.” dediği Lou Andreas Salomé’nin yanındayız.

 

Hemen başladık sormaya:

1912 Yılında henüz 25 yaşında iken Freud’un,meşhur

Çarşamba Toplantıları’n
a katılmaya başlamışsınız? Üstelik daha ilk toplantıda, çocuksu bir ateşlilikle, “Psikanalizi öğrenmek istiyorum” deyişinize Freud gülümsemiş. Gülümseyebilmesi olay olmuş diyorlar.

Lou: Evet hatırlıyorum benim için çok güzel bir gündü.

Sonraki toplantılarda sizi hep yanına oturtmuş. Yine de “ya Freud’la ya da ona karşı olunur.” anlayışına karşı gelerek Adler’in düzenlediği toplantılara da katılmayı sürdürmüşsünüz.

Lou: Evet. Çok dinlerim. Her şeyi birbirine dokuyarak, yalnızca bilerek konuşurum. Ve diplomasi… Kararlılığımdan asla vazgeçmem inandığım konuda karşımdakinin kim olduğu beni hiç ilgilendirmez. Belki beni cazip kılan da budur.

Nietzsche ile tanışmanız?

Lou: 1881 yılının sonlarında hastalandım, kan tükürmeye başlamıştım. Tedavi için gittiğimiz Roma’da önce Yahudi filozof Paul Ree ile tanıştım. 1882 yılının Mayıs ayında da tanıştığımda ben 21, Nietzsche 38 yaşındaydı. Nietzsche’nin aklını başından almam için birlikte ormanda yaptığımız üç saatlik yürüyüş yetmişti. Ha hah!

Nietzsche’nin hayatının aşkı olmuşsunuz. Hatta onun kadın düşmanı olmasındaki en büyük sebebin de siz olduğunuz 21. yüzyılda bile tartışılıyor.

Lou: Keşke daha faydalı şeylere kafa yorulsa.

Paul Ree size evlenme teklif etti mi?

Lou: Evet ama ben arkadaş kalmaya tercih ettim. Sonra Nietzsche, Paul Ree ve ben üçlü bir yaşama başladık. Hiçbir zaman ikisiyle de beraber olmadım.

Bir de tarihin en meşhur karesi olan fotoğraf var: Atsız iki tekerlikli bir arabada atların yerinde solda Nietzsche, sağda Ree ve arkalarında ise elinde kırbaçla duran siz Lou Salomé! Günümüze kadar uzanan “kırbaçlı kadın” imajı…

Lou: ….

İlk aşkınızı hatırlıyor musunuz?

Lou: Adı Heinrich Gillot’ydu. Saint Petersburg Luteryan Kilisesi’nden atanmış

, Hollandalı bir Protestan papazı. Sarışın, yakışıklı, büyüleyici bir sese sahip kırk bir yaşında ve evliydi. Ben henüz on yedi yaşındaydım. Fiziksel heyecanını belli ettiğinde onu bir daha görmek istemedim.

Biraz daha açar mısınız?

Lou: Erkekleri severim ancak onlar bende fiziksel bir etki yaratmazlar. Erkek güçlü bir zihindir; bedeninin olması beni ilgilendirmez. Arkadaşlık, sevgiye ve daha da kötüsü cinselliğe dönüşerek yok olma riskinden korunmalıdır.

Hiç evlendiniz mi?

Lou: Evet 1887 yılında, başka erkeklerle ilişkim olduğunu ve evliliğe karşı olduğumu söylememe rağmen, Friedrich Carl Andreas’ın ısrarlı evlilik teklifine özgür olmak şartıyla “evet” dedim.

Özgürlük nedir sizce?

Lou: “Bunu yapmalıyız, şunu yapmalıyız” bu biz kim, en ufak bir fikrim yok. Sadece kendi hakkımda bir şeyler biliyorum. İdeal bir duruma göre yaşamadım, yaşayamam. Ama kesinlikle kendi hayatımı yaşadım, yaşıyorum. Ve ne olursa olsun bunu yapacağım.

Ünleri günümüze süren bilim ve sanat adamlarını kendinize kolaylıkla âşık etmişsiniz. Sadece yanınızda olabilmek için peşinizden ayrılmamışlar. Aşk nedir sizce?

Lou: Aşk, kendi ölümü için uğraşır, sadakati reddeder, ama özgürlüğe de engel olur. Evlilik ise sevginin katilidir.

Gillot’dan Paul Ree’ye, Andreas’a kadar yani otuzlu yaşlarınınızın sonuna kadar kocanız dâhil âşıklarınızla cinsel bir birliktelik yaşamamışsınız. Ne oldu da kararınızı değiştirdiniz?

Lou: Kadınların cinsiyetleriyle ne yapacakları konusunu incelemek için metafiziğe sırt çevirdiğimden itibaren erkek cinsiyle birlikte olmaya başladım.

Arkadaşlarınızdan biri sizi “açgözlü” diye tanımlamış, “Mavi gözlerinizi kocaman açar ve sperm daha çok sperm istiyorum’ diye bağırırmışsınız.

Lou: ….

21 yaşındaki lirik şair Rainer Maria Rilke’ye, o tutkulu şaire âşık olduğunuzda siz 36 yaşındaymışınız.

Lou: Kendi bedenime karşı ilk kez bir erkek bedeni sevmiştim. İlişkimiz dört yıl sürdü.

Neden bitti?

Lou: Bana yük olmaya başlamıştı Çevremdeki her şey ışıltılı ve huzurluydu artık ve yaşam meyvesi olgunlaşıp tatlanmıştı; büyümeye devam etmek zorundaydım.

Ve ondan usandığınızı söylemek için -tıpkı diğer erkekler gibi- kişiliğinizin en derinindeki o harika özgüvenle on dakika bile beklemediğiniz doğru mu?

Lou: Evet.

Sigmund Freud sizi şöyle tanımlıyormuş: “Korkunç bir zekâ… Onun yanına yaklaşan herkes, varlığının samimiyetinden ve uyumundan çok güçlü bir biçimde etkilenirdi; kadınlara özgü zaafların hiçbirinin hatta insani zaafların bile çoğunun onda bulunmadığını, yaşamı boyunca bunları aşmış olduğunu fark ederdi.” Ne dersiniz?

Lou: Sigmund Freud işte… Ne diyebilirim ki?

Ayağınızdan ameliyat olmuş bir halde bizi kabul ettiniz. Teşekkür ederiz; umarız en kısa sürede sağlığınıza kavuşursunuz.

Lou: Gelecekten gelen biriyle sohbet. Ha ha! Anlattığımda bana deli diyecekler. Peki, ben size bir şey sorabilir miyim?

Çok seviniriz.

Lou: Madem gelecekten geldiniz, ne zaman öleceğimi de bilirsiniz.

5 Ocak 1937’de, yetmiş altıncı yaşgününüzden birkaç gün önce. Uykunuzda öleceksiniz.

Lou: Nereye gömüleceğim?

Külleriniz Göttingen şehir mezarlığında kocanızın mezarına yerleştirilecek.

Lou: Demek son söz kocam Andreas’ın olacak.

Lou Andreas Salomé: 15 roman, birçok psikolojik ve felsefi çalışmaya imza atmış; ahlaki kurallara kayıtsızlığı ve doyumsuz entellektüel merakıyla kadınların ve erkeklerin cinsiyete dayalı toplumsal rollerini ilk kez sorgulamış; psikoanaliz ve kadın cinselliği üzerine yazan ilk sıradışı kadınlardan biridir.

Oktay Valunya

www.martidergisi.com/ ozgur-kadinlar-lou-andreas-salome

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir